Felaketlerin İlk Adımı Suçlunun Masa İlan Edilmesiydi
Bolu Kartalkaya’da Grand Kartal otelinde yarısı çocuk 78 vatandaşımız feci bir şekilde can verdi.
Peki, sorumlu kim?
Arıyoruz!
“Suçlu ayağa kalk!” diye 85 milyon haykırıyoruz.
Duyan var mı?
Üzerine alınan var mı?
Sorumluluk duygusu, öz-eleştiri sahibi bir tane yetkili var mı?
Herkes nihayetsiz yetkili, nihayetsiz sorumsuz!
Yaşadığımız her felakette yaşadığımız aynı tablo değil mi?
İnsanın karakteri/kişiliği %70 oranında 0-6 yaşta aile içerisinde şekillenir.
Anne/Babanın çocuk etkisi %70 sınıf öğretmeninin etkisi ise %15 civarındadır.
Kalan %15 ise çevresel diğer sebepler çerçevesinde kişilik/karakter tamamlanır.
Yaşadığımız felaketlerde ortaya öz-eleştiri yapan sorumluların çıkmamasının sebebi aile ve eğitimde çocuğa bu kültürün, eğitimin verilmemesidir.
Felaketin ilk adımı çocuk masaya başını vurduğunda anne-babaların masayı suçlu ilan ederek dövmesi ile başladı.
Oysa masa masumdu.
Görevini sessiz ve hareketsiz bir şekilde yerine getirmeye çalışıyordu.
Dikkatsiz ve özensiz hareketleriyle kafasını masaya vuran çocuk kendi kafasının yanında aslında masayı da incitmişti.
Ve masum yerinde sessizce ve sabit olarak duran masayı incittiği için ondan özür dilemeliydi.
Eğer anne babalar çocuk masaya başını vurduğunda;
“Evladım burada hata tamamen senin, masayı başını vurarak incittiğin için hemen ondan özrü dile ve sonrasında onu incitmemek için lütfen daha dikkatli ol!” diyebilselerdi şu an daha güzel/ahlaklı/öz-eleştiri yapabilen/erdemli insanların olduğu bir toplumda yaşıyor olacaktık.
Hz. Âdem/Havva (a.s.) ve İblis emre karşı çıkmış ve hata etmişlerdi.
Hz. Âdem/Havva (a.s) kurtaran öz-eleştiri yapıp, tövbe edip hatalarından pişman olup dönmeleriydi.
İblisi helak eden ise; hatasını kendi mantığıyla savunarak, pişmanlık göstermemesi, öz-eleştiri yapmaması yanlıştan dönmek yerine hatasında ısrar etmesiydi.
Hz. Âdem/Havva (a.s.) ya da İblis’in yolundan gitmek hususunda karar; aklını kullanması tavsiye edilen insanın bizzat kendisine ait!