DOLAR : 41,80₺
EURO : 48,54₺
STERLİN : 55,71₺
GRAM : 5.830,96₺
ÇEYREK : 9.412,78₺
CUMHURİYET : 37.696,30₺
Mehmet Yıldırım

Mehmet Yıldırım

Yazarlara git

Her şey kötü ama teslimiyet asla...

15 Şubat 2020
Omuzlarda gidip omuzlarda geri gelen Aykut Kocaman ile sıra dışı hedefler için yeniden başlayan hikaye hiç de beklenildiği gitmedi ve mecburi bir ayrılık gerçekleşti. Duygusallık yüklü istemeye istemeye gözyaşlarıyla sonlanan bir ayrılık…

Yeni bir dönem başlıyor artık… Dönemin adı Bülent Korkmaz… Bu dönemin istenilen şekilde yaşanmasını en çok isteyecek kişinin Aykut Kocaman olacağını düşünüyorum.

Bülent Korkmaz’ın futbolculuk karakterini, yakaladığı başarıları herkes bilir. Önemli olan teknik direktörlük referansı… Bülent Korkmaz için hocalıktaki en değerli referans 2018 – 2019 sezon başında tüm otoritelerin ilk düşecek takım olarak gösterdikleri Antalyaspor’u ligde tutması olsa gerek…

Bülent Korkmaz’ı benim için değerli kılan diğer yönü bu sezon ki demeçlerinden birinde  çalıştırmakta olduğu takım için “iki yıl içinde alt yapıdan altı – yedi futbolcuyu ilk on birde oynatmalıyız” cümlesiydi. 

Hakkında ne düşünürsek düşünelim Konyaspor’u sevenler için Bülent Korkmaz’a destek olma ve birlik olma zorunluluğu var. Çünkü köprüden önceki son çıkış durumundaki Konyaspor’un başarısı için üst noktada mecburiyetimiz var.  

Teknik direktör değişikliği yaşayan takımlarda oluşan canlılık Konyaspor’da görülecek mi dahası ilerleyen haftalarda bir istikrar yakalanabilecek miydi? Bunu ilk test edeceğimiz maçtı.

Maç için söylenebilecek iki takım arasındaki en belirgin fark maçı kazanma arzusu oldukça yüksek Göztepe ile maç içindeki arzusu sorgulanacak Konyaspor’un olmasıydı.

Sezon içinde iyi performans gösteren futbolcuların kötü oynamasını ve sezon boyunca kötü performans sergileyen futbolcuların daha da kötü oynamasını izlediğimiz bir Konyaspor vardı sahada…

Hem ofans anlamında hem defans anlamında sahaya net bir şekilde doğru yerleşen, alanları daraltarak Konyaspor’un rahat oynamasına izin vermeyen Göztepe karşısında ne yaptığını bilmeyen, rastgele ataklar yaparak uzaktan şut ve karamboller ile sonuç almaya çalışan Konyaspor vardı. 

Oyunun hakimiyeti ilk dakikadan itibaren Göztepede idi. Konyaspor için olabilecek en iyi gelişme öyle veya böyle rakibinden önce öne geçmesi olurdu. Bu imkanı da yakaladı. Fakat ligin rakip kaleye en hızlı gidebilen takımı olarak gördüğüm Göztepe’ye karşı açık alan bırakmama düşüncesinden uzak hareket eden Konyaspor’un attığı golün avantajını kullanma fırsatı yok gibiydi. 

Tüm futbolcuların performansı Göztepe futbolcularının performansının gerisinde kaldı. Göztepe’nin yedek kalecisi dahi performans olarak Konyaspor kalecisine fark attı.

Attığı golün avantajına sahip çıkamayan, rakibinin oyun düzenine uygun önlemler alamayan, defansta ve ofansta rakibine ezilen Konyaspor’un mağlubiyeti kaçınılmazdı ve gerçekleşti. 

Bu mağlubiyetin en etkili faktörlerinden biri Denizlispor karşısında alınan beraberlikti. Konyaspor en büyük darbeyi Denizli maçında aldı. Korktuğum olumsuzlukları tetiklemesiydi. Bu tetiklemeyi en kısa zamanda durdurmaya acil ihtiyacımız var.

Konyaspor tarihinin en kötü başkanlarından ve yönetiminden biri var. Niyetleri çok iyi olabilir. Ama sonuçlar niyetin iyiliğini gözetmez. Buna rağmen “yönetim istifa” diye bağırmayı yerinde görmüyorum. Bu düşüncemin altında da yönetime karşı hissettiğim büyük bir kızgınlık var. Bu takımı ligde tutma mecburiyetlerini yerine getirsinler o zaman en yüksekten bağıralım “yönetim istifa” diye… Ola ki Konyaspor düştü. O zaman bırakıp gitmeye hakları yok…

Her şey çok olumsuz ama teslimiyet asla… Selam ve dua ile…