DOLAR : 41,80₺
EURO : 48,54₺
STERLİN : 55,71₺
GRAM : 5.830,96₺
ÇEYREK : 9.412,78₺
CUMHURİYET : 37.696,30₺
Mehmet Yıldırım

Mehmet Yıldırım

Yazarlara git

Jevtoviç ve diğerleri

13 Aralık 2020
Ankaragücü gol verimliliği oldukça düşük, takım olmayı başaramamış, bireysel iyi performans gösteren oyuncular olsa da bütünlük oluşturulamamış, savruk oynayan bir takım. Bunun yanında kazanma zorunluluğu iyice artmış, kazanmak için üst noktada mücadele etme isteğiyle maça çıkması beklenen bir takım…

Konyaspor ise topladığı puanlarla nispeten rahatlamış, belli bir oyun düzeni içinde oynama alışkanlıkları edinmiş, her hafta oyun, taktiksel çeşitlik ve takım bütünlüğü konularında üzerine koyarak gelişmekte olan bir takım.

Maç öncesinde Konyaspor maçın ağır favorisidir demek yanlış olmaz fakat rakibin önceki maçlarına bakarak rehavete girmemesi ve maçı kazanma gerekliliği ile maçı fazlasıyla önemseyerek gereken motivasyonu göstermesi maçın sonucunu belirleyecek en önemli unsur olacaktır.

Maça yine Erzurunspor maçının dizilişiyle başlayan Konyaspor için gol yememeyi öncelik alıp oluşturulacak pozisyonlarla gol aramak kurgusundan bahsetmek mümkün… Bu kurguya ağır darbe vuran ise Sehiç’in olmayacak şekilde gol yemesiydi.

Çok geçmeden oluşan penaltı ile bulunan gol düzeltme niteliğindeydi. İlk yarı sonları yaklaşırken Jevtoviç’in uzaktan attığı ölçülü ve isabetli pasında Skubiç’in kafa ile topu Miloseviç’e kolayca indirirken Miloseviç attığı golle Konyaspor’u öne geçiriyordu. 

Artık Konyaspor’un oyunu kontrol altına alıp maçtan galip ayrılabileceği düşüncesi oluşsa da ilk yarı bitinceye kadar dirençli ve Konyaspor kalesine etkili gelmeleri ile maçı kolay bırakmayacak Ankaragücü’nün oluştuğu da görülüyordu. İkinci yarını hemen başında buldukları golle de iyice inançları arttı. 

İkinci golü Ankaragücü mü attı Konyaspor mu yedi tartışılır. Orta yapacak futbolcuya etkili savunma yapılamıyorsa, Sehiç çıkıp alacağı topu alamıyorsa, Adil uyuyup kafa vurduruyorsa golün atılmasından çok yenilmesi öne çıkar.

Her ne olursa olsun sahada çok iyi oynayan Jevtoviç vardı. Etkili uzun paslar atıyordu. Yaptığı paslarla ilk iki golün oluşmasında büyük pay sahibi olan Jevtoviç tekrar öne geçmesinde etkili oluyordu. Uzaktan attığı topu Skubiç’in kafasına kondururken Skubiç de kalecinin de önde olmasıyla  topu kafayla aşırarak Konyaspor’un tekrar öne geçmesini sağlıyordu.

Orta saha hakimiyetini bir türlü sağlayamayan Konyaspor  yediği hatalı gollerle rakibi iyice cesaretlendirmiş ve iştahını artırmıştı. Yaptığı hatalarla rakibinin maça kazanacağına olan inancın oluşmasına ve artmasına neden olan Konyaspor karşısında geriye düşse bile vazgeçmeyecek, saldırgan bir rakip buluyordu artık. Maçın sonucunu oyun düzenleri, strateji ve taktiklerinden ziyade psikolojik durumlar belirler. Bu maçı Ankaragücü’ne kazandırmayı sağlayan psikolojiyi de Konyaspor oluşturdu.

Sahada yerleşim hataları yapan, savruk, ağır kalan, adam takibi yapmayan Konyaspor defansına karşı yakaladığı bu imkanları değerlendirerek organize paslaşmalarla bulunan gol ve oluşan penaltı ile bulunan gol Ankaragücü’nün dört gol atarak sezonun ilk galibiyetini almasını sağlıyordu. 9 maçta 7 gol atam Ankaragücü bir maçta 4 gol atarken, 11 maçta 7 gol yiyen Konyaspor bir maçta 4 gol yiyordu.

Konyaspor’un en güçlü iki yönünü söyleyelim dendiğinde verilecek cevap sanırım kaleci ve defans yapısı olurdu. Konyaspor defansı dört gol yitecek bir defans mıydı? Sehiç bu kadar basit hatalar yapacak kaleci mi? İşte bu güçlü iki yön Konyaspor’un mağlubiyetindeki ana sebep oldular.

Sahanın en iyisi atılan üç golde de golün oluşmasındaki ana hareketleri yapan, pas isabetiyle, mücadele azmi ile, oyunu rakip sahaya götürmesi ile Jevtoviç idi. Gösterdiği performansla benim gözümde haftanın futbolcusu… Miloseviç ve Skubiç de görevlerini yapmaya çalıştılar. Diğer futbolcular ve teknik heyet ise oldukça kötülerdi.

Bir hafta önceki kurgu ile maça başlanmasını yadırgamam… Maçın gidişatına göre oyuna müdahalelerin yapılamayışı teknik ekip için fazlaca olumsuz bir durumdu.

Maçta Ömer Ali ve Hurtado ile ilerde oynamaya çalışan ve etkisiz kalan bu ikili göremeyen bir kenar yönetimi vardı. Ömer Ali toplarla buluşmayı beceremezken, Hurtado takımdan ayrı bir oyun oynamaya çalıştı. Rakibe baskı yapmada da hiç etkili olamayan bu ikili Konyaspor’u iki kişi eksik oynatır gibiydi. 

Abdulkerim’i haftalardır övüyoruz. Özellikle rakip kaleye gidişlerini övdük. Bundan vazgeçecek de değilim. Abdulkerim ileri etkili çıkış yapacak özelliklere sahip… Fakat bir stoperin ileri çıkışlarına dayalı ana kurgu oluşturulmasını doğru bulmam. Bu maç da çok etkili çıkışlar yapamadı da… Stoper rakip takımın dağınık yerleştiğini gördüğünde topla çıkmalıdır. Ya da rakibin ileride kalması ile arkasına sarkma imkanı olduğunda top ayağındaysa çıkmalı. Abdulkerim’in sürekli ileri çıkmaya çalışması defans düzenini bozan, savruklaştıran etkenlerden biriydi.

Maçın hikayesine bakıldığında Konyaspor’a gelmek için çok çabalayan bir maç ve maçı almamak için çabalayan bir Konyaspor  vardı. Teknik ekibe hataları düzeltmek için o kadar fırsatlar geldi ki hiç biri değerlendirilemedi.  En azından 3-2 öne geçildiğinde orta sahayı güçlendirerek rakibin geçiş oyunlarının kesilmesi, yorulan Hurtado’nun ve etkisiz Ömer Ali’nin yerine ileride güçlü baskı yapacak taze güçlerin oyuna alınması düşünülebilirdi. Bu durumlar maç içinde net görülüyordu.

Hiç şüphe yok ki çoğu Konyasporlu geçen sezona gitti geldi. Tam çıkışın eşiğindeyken olmayacak kaleci hatası ile onarılmaz düşüşe geçen bir Konyaspor oluşmuştu. Yine çıkışın eşiğindeyken, kazanabileceğimiz bir maçtan özellikle Sehiç’in olmayacak hatalarıyla mağlup ayrılmak çok benzer durumlar… Geçen sezondan tecrübeli olarak hemen bu maçın unutulmasının sağlanmasını dilerim… Selam ve dua ile…