DOLAR : 41,83₺
EURO : 48,61₺
STERLİN : 55,86₺
GRAM : 5.885,02₺
ÇEYREK : 9.499,22₺
CUMHURİYET : 38.041,32₺
Nurettin Bay

Nurettin Bay

Yazarlara git

Hangi Mevlana?

8 Aralık 2022
Hazreti Mevlana’nın vefat yıldönümü etkinlikleri başladı. 17 Aralık’ta yapılacak olan Şeb-i Arus’a kadar sürecek olan etkinliklerde şehir çok yönlü bir pazara dönüşecek. O pazarda kimi heybesini maddi kimi ise manevi kazançlarla dolduracak.
Hazreti Mevlana’nın büyük bir ilim insanı olduğu hususuna kimsenin diyeceği bir şey yok. Ölümünden asırlar sonrasına ışık saçtığı da bir gerçek.  Eserlerini okuduktan sonra gelip Müslüman olanlara bizatihi şahit oluyoruz.  Ancak onu anlama hususunda sıkıntılar var. Taban tabana zıt algılar mevcut.

Eski Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez bu konuyu çok güzel sınıflandırmıştı. Katıldığı bir Şeb-i Arus’ta bu sınıflandırmayı şu şekilde yapmıştı: “İzlenen Mevlana, Gizlenen Mevlana, Özlenen Mevlana”

Bir kısmı sadece sema ile özdeşleştiriyor Mevlana’yı. Mevlana ‘sema’ yapmamış mıdır? Yapmıştır elbette. Ama bugünkü gibi değil. Zaman zaman cezbeye gelerek sema ettiği bilinmektedir. Biz bu hali günümüzde yaklaşık iki saat süren kurallı bir ritüele dönüştürmüş durumdayız.  Sema’ya ve sonradan oluşturulan kurallara bir yere kadar eyvallah…  Mesele, dönen derviş görüntülerinin Hazreti Mevlana felsefesinin önüne geçirilmesinde. Açıkça konuşmak gerekirse birçok insan sadece dönen dervişleri izlemek için geliyor Konya’ya… Bu arada beş yıldızlı otellerde sarhoş edici içkiler eşliğinde döndürülen semazenlere semazen dememek gerekir. Yaptıkları işe de sema… Bir an önce bu soruna bir hal çözüm gerekir.

Bir kısmı ise Mevlana’yı hümanizm ile tanımlıyor. Eşitlik, sevgi, aşk, barış, kardeşlik… Mevlana, Yunus’un ifadesi ile yaratılanı yaratandan ötürü hoş görür, bu doğru. Ancak sadece bu kadar. Ötesine geçmez. Batılı manada bir hümanizm anlayışı yoktur onda… Mevlana, insanı Kur’an bakışı ile değerlendirir. Cenab-ı Allah’ın Rahman sıfatından esinlenerek insanların tamamını kucaklar, rahim sıfatına binaen inananları ayrı bir kefeye kor. Mevlana’yı Hümanizm veya başka kılıflarla gizleyenlerin ona en büyük haksızlığı yapanlar olduğuna inanıyorum.
Azınlık da olsa bir kesim ise onu özlemekte…  Gerçek Mevlana’yı aramakta.. Onu kendisine ait olan şu ifadelerle bilmekte ve tanımakta:  “Men bende-i Kur'anem eger can darem. Men hâk-i reh-i Muhammed muhtarem. Eger nakl kuned cüz in kes ez güftarem.  Bizarem ez u vez an suhen bizarem.”  Kur’an’ın bendesi Peygamberin yolunun tozu olan ve kendisini farklı tanıtanlardan da şikâyetçi olan Mevlana’yı severler. Biz de o Mevlana’yı sever ve özleriz.

Görmez’in ifade etmediği bir kesim daha var. Mevlana’yı ekonomiye devşirenler. İşte bu kesim şehri birinci derecede ilgilendiriyor. Herkesi rahatsız ediyor. Mevlana’nın misafirlerine Mevlana misafirperverliği ile yaklaşmak gerekir. Fiyatları artırmadan, fırsatçılık yapmadan, kimseyi kandırmadan, yanlış bilgi vermeden… Tatlı dille, güzel sözle, hoş davranışla… Gayrısı Mevlana torunlarına yakışmaz.

Bir şeyi daha yazmadan bitirmeyeceğim. Şahsen Şeb-i Arus’un sadece Konya’da yapılmasının doğru olduğuna inanıyorum. Şeb-i Arus’un yapılacağı tek adres Konya’dır. Sema programları, anma etkinlikleri Türkiye’nin ve dünyanın her yerinde yapılabilir hiç sorun değil. Ancak Şeb-i Arus sadece  Konya’da yapılmalıdır. Mevlana’nın vuslat (hakka-sevgiliye kavuşma) yıldönümü onun vefat tarihi olan 17 Aralık’ta sadece Konya’da Şeb-i Arus adı ile icra edilmelidir. Biz başka şehirlerin değerlerine nasıl saygı gösteriyorsak başka şehirler de bizim değerlerimize aynı şekilde saygı duymalıdır. Zira Mevlana Konya’nın alamet-i farikasıdır. Mevlana Konya, Konya Mevlana’dır. Bu hakkın Konya’ya ait olduğu gerekirse kanun ile teminat altına alınmalıdır. Kendini uyanık zanneden maneviyat rantiyecilerinin önü ancak bu şekilde kesilebilir. Aksi halde iş çığırında çıkacak, bir rant unsuru haline gelecektir.