Krizlere karşı en etkili çözüm yöntemlerinden birsi İslami finans sistemi olabilir
Türkiye, merhamet odaklı dış politika ilkeleri doğrultusunda; gerek geçmişte gerekse günümüzde İslam coğrafyalarındaki tüm sorunların çözümünde ağabeylik etmesine rağmen, bu coğrafyaların ekonomik imkânlarından yeterince pay alamamaktadır.
Faizden kaçmak için oluşturulan İslami finans seçenekleri de bu konuların başında gelmektedir. Toplam büyüklüğü 5 trilyon doları aşmasına rağmen Türkiye’nin bu büyük pazardan aldığı pay oldukça düşüktür. İçimizdeki İrlandalılar tarafından belirli sermaye grupları “yeşil sermaye” olarak suçlanırken dünyadaki katılım finans sistemi ise İngilizler tarafından konsolide edilmektedir.
Kriz dönemlerinde küresel ekonomiye dayanıklılık sağlayan katılım finans sistemindeki opsiyonlardır. Yüksek borçluluk ve düşük büyümenin hüküm sürdüğü mevcut ekonomik düzende refah artışı yaratmanın oldukça zor olduğu düşünüldüğünde akla ilk gelen seçeneklerden birsinin İslami finans olması şaşırtıcı bir durum değildir. Çünkü İslami finansın muadillerine göre istikrar ve likidite sağlama açısından daha dayanıklı olduğu gözükmektedir.
Toparlayacak olursak ekonomik durgunluk ve krizlere karşı en etkili çözüm yollarından birisi İslami finans sitemidir. Dolayısıyla ülkemizdeki ekonomik politika yapıcılar bu alana daha fazla odaklanıp bu büyük pazardan daha fazla kaynak transfer etmenin yolarını bulmalıdırlar.