Ekonomik Boykot mazlumlarla aynı safta olmaktır
Ekonomik Boykot mazlumlarla aynı safta olmaktır. Eli kanlı İsrail yönetimi; Filistinlilerin arazilerine çöktü, evlerini yıktı, hastanelerini yerle bir etti. Sağlık çalışanlarını acımasızca katletti. Kadın, çoluk-çocuk, yaşlı demeden önüne çıkan herkesi öldürdü. Yetmedi insanlık tarihinin en alçak savaş yöntemi olan “açlığı bir ölüm silahı olarak” kullanmaya başladı. Maalesef Balfour deklarasyonuyla temeli atılan bu terör devletine; Siyonist sermayenin desteği devam ettikçe Filistin dâhil İslam coğrafyalarındaki soykırımların son bulacağını beklemek ham bir hayalden öteye geçemeyecektir. Dolayısıyla kuklaya değil kuklacıya bakmak gerekir. Alman başbakanın da değdiği gibi bu devlet görünümlü terör örgütü batılıların Ortadoğu’daki enerji koridorları üzerindeki piş işlerini yaptırdığı kullanışlı bir aparattan başka bir şey değildir. Siyonist sermayenin motivasyon kaynağı “Yahudi olmayan birinin malı, onu ilk bulan Yahudi’nindir” sapkın inanışından geliyor. Bu batıl inanıştan aldıkları güçle kimi şirketleri batırarak; kimi şirketleri de büyüterek küresel finans sistemini ele geçirdiler. Uluslararası haber ajanslarını ve sosyal medya platformlarına hakim olup; Siyonistlerin iyi dediğine iyi kötü dediğine kötü diyecek bir medya düzeni inşa ettiler. Sivil toplum örgütlerine sağladıkları fonlarla bu kuruluşları kullanışlı bire aparata dönüştürdüler. Dünyadaki silah sanayi, finans sektörü ve enerji sektörü başta olmak üzere çok uluslu şirketlerin tamamına yakınını türlü oyunlarla gasp ettiler. Tüm kirli işlerini yaparken arkasına saklanacakları bir vekâlet savaşçısı tetikçiye ihtiyaçları olduğu içinde; Balfour deklarasyonuyla İsrail’in kuruluşuna öncülük ettiler. Dolayısıyla Ortadoğu’daki akan her damla kanın gerçek müsebbibi Siyonist sermayedir. Bu kirli sermayenin en çok çekindikleri mevzu; sahip oldukları paralarını kaybetme korkusudur. Tamda bu sebeple Siyonist orijinli şirketlere karşı yürütülen boykotlar ihmal edilemeyecek kadar insani bir meseledir. Para kaybı korkusuyla kitleselleşmemiş küçük çaplı boykotlara bile tahammülleri olmadığı için; indirim kampanyaları ve promosyonlarla tüketicilerin ilgisini cezbederek boykotları bile boşa çıkarmaya çalışıyorlar. Boykot insanlığın elindeki en öldürücü silahtır. Bu silahı ülkeleri talan edilmiş, insanları çoluk çocuk kadın demenden hunharca katledilmiş mazlumlar için kullanamayacaksak ne zaman kullanacağız? Maalesef dünyadaki iki milyar civarındaki Müslümanlar olarak hep birlikte niyetlerimizin imtihanındayız. Merhum Prof.Dr.Mahmud Es’ad Coşan Hocanın da söylediği gibi: “Boykot edelim bir milletin malı satılmazsa yola gelir. Bu adamların dinleri imanları para olduğu için bundan anlarlar.” Keşke bu ve benzeri uyarıların gereklerini çok öncelerden icra edebilmiş olsaydık da; bu katiller sürüsüne ekonomik destek veren eli kanlı sermaye bu kadar fütürsuzlaşmasaydı. Toparlayacak olursak; İnsanlık düşmanlarını kendi paralarımızla ihya edip bilerek ya da bilmeyerek katliamların suç ortağı olmayalım. Gazellileri aç bırakarak öldüren “terör devletinin” ayakta kalmasına mali destek veren şirketlerin mallarını boykot edelim. Boykotta ısrar edelim hiç olmazsa durduğumuz yerin mazlumların tarafı olduğunu göstermiş olalım. Ekonomik boykot mazlumların tarafında saf tutmaktır.