Kira kaynaklı enflasyon sorunu can yakıyor
Kira kaynaklı enflasyon sorunu can yakıyor. Temmuz ayı enflasyon oranlarının hem aylık hem de yıllık bazda beklentilerin altında gelmesi çok da şaşırtıcı bir durum değildir. İçerideki siyasi çekişmelerden dolayı kendi ayağımıza sıkmadığımız sürece piyasaların umudu olan “fiyat istikrar ortamına” beklenenden daha hızlı bir sürede kavuşabiliriz. Merkez bankası rezervlerindeki artış, borsadaki hareketlilik ve politika faizlerinin düşüş eğilimine girmesi enflasyonun ana eğilimindeki düşüşü de destekler niteliktedir. Ancak burada dikkat edilmesi gereken çok önemli bir faktör var ki buna değinmeden geçemeyeceğim. Bazı sektörlerde ekonomik daralmadan kaynaklanan enflasyon düşüşünün ekonomik büyümeyi olumsuz etkileme ihtimaline karşı “arzı” teşvik eden üretim politikalarını acilen daha fazla öncelemek zorundayız. Bu süreç iyi yönetilemez ise arz kaynaklı fiyat artışlarıyla karşı karşıya kalabiliriz. Böylesi bir durum da yeniden başa sarmak demektir. Özellikle kuraklık nedeniyle sebze ve meyve fiyatlarında oluşabilecek muhtemel fiyat artışları mutlaka bir kenara not edilip iyi yönetilmelidir. Kış mevsimine doğru piyasalar cambazların insafına terkedilmemelidir. Enflasyon genel eğilimindeki parametreler ayrıntılı bir şekilde irdelendiğinde; hizmet enflasyonundaki katılık her geçen gün esnemesine rağmen kira fiyatları, eğitim ve konaklama tarafındaki direnç hala güçlü bir şekilde varlığını korumaya davam ediyor. Bilhassa Konut arz yetersizliği nedeniyle kira piyasalarındaki öngörülebilir fiyat olgusu tamamen ölmüş durumdadır. Konut arzını teşvik edici politikalarla kira kaynaklı enflasyon sorunun özellikle dar gelirli vatandaşların canını yakmasının önüne geçilmelidir.