Orta vadeli programdan (OVP) öne çıkanlar Enflasyonun 2024 yılı mayıs ayından bu yana yüze 75’lerden yüzde 33’lere gerilemesi orta vadeli programa olan inancı hala güçlü tutmaktadır. Yılsonu enflasyon hedefi fiyat istikrarının kalıcılığını destekler niteliktedir. Ayrıca Uluslararası kurumlar nezdinde programın kredibilitesinin devam ediyor olması oldukça önemlidir. Ancak iç talepteki oynaklık, kur ve faiz riski OVP’yle ilgili dikkate alınması gereken en zayıf halkalardır. Makroekonomik açıdan Türkiye gibi yüksek büyümeye ihtiyacı olan bir ülke için büyüme hedefinin yüzde 3,3 çekilmesi OVP’nin genel mantığı içinde sorunlu bir durum olarak karşımıza çıkmaktadır. Cari açığın GSYH’ya oranının yüzde 1,4 olarak belirlenmesi ve bütçe açığı ulaşılabilir bir hedef olarak görülmektedir. Yabancı sermaye girişi devam ediyor olmakla birlikte hala kısa vadeli dış borç bağımlılığı finansal açıdan ciddi bir risktir. Vergilendirilmeyen alanlara yönelik çalışmaların etkin denetim kapsamında giderek yaygınlaştırılması vergideki adalet duygusunu güçlendirmiştir. Dijitalleşme ve AR-GE yatırımlarının öncelemesi uzun vadeli kalıcı büyümeyi destekler şekilde konumlandırılmıştır. OVP hedefleri doğrultusunda güçlü rezerv politikalarının bir hedef olmaktan öte fiili bir durum haline getirilmesi olası kur şoklarını frenleyecek ekonomik bir realite haline getirilmiştir. Özetleyecek olursak orta vadeli programın siyasi irade tarafından kararlı bir şekilde sahiplenilmesi OVP’nin pozitif yönlerini her geçen gün daha da güçlü hale getirmektedir. Para politikalarıyla maliye politikalarının belirli bir eşgüdüm halinde ilerlemesi programın rasyonelliğini destekler niteliktedir. Her şeyden önemlisi bu program dış dayatmalarla yürütülen bir program değil Türkiye’nin kendi programıdır. Umudumuzu kaybetmeyelim yaşanan tüm zorluklara rağmen ekonomimizin geleceği geçmişinden daha iyi olacak