Kriz sadece resesyonla kalmayacak...
Amerika’yla Çin arasında yoğunlaşan ticaret savaşlar büyük bir ekonomik durgunluğun yani resesyonun kapısını aralamış durumdadır. Mevcut durum 1929 krizinden sonra yaşan en büyük krizlerden birisi olsa da eğer bir çıkış yolu bulunamazsa sonuçları itibariyle iktisat tarihinin en büyük krizlerinden birisi olmak üzeredir. Borsalar, döviz piyasaları, kripto paralar, dolar imparatorluğu, üretim çarkları, balonlaşmış şirketler, dijital finans gibi kapital faşizmin dayattığı parasal düzenin tüm ekosistemi bir anda güm diye çökebilir.
Elbette bu felaketten herkes nasibini alacaktır. Âmâ en çokta büyük ekonomiler bu enkazın altında kalacaktır. Çünkü ticaretle başlayan bu savaşın her an silahlı bir çatışmaya dönme ihtimali hiç de yabana atılacak bir durum değildir. Burada akıllara gelecek soru Siyonist düzenin hortumcuları buna izin verir mi sorusu olsa da; Sosyal hadiselerde bazen matematik kuralları işe yaramaz hale gelir. En güçlü olduğunuzu düşündüğünüz zamanda bir anda aniden yerle bir olursunuz.
Aslında yürütülmekte olan savaş küreselcilerle Amerikancılar arsındaki ticari bir hesaplaşmadır. Küreselci siyonlar ellerindeki sınırsız imkânlara mahalledeki yeni yetme tüccarların ortak olmasını istemiyorlar. Âmâ eninde sonunda küresel ekonomiyi esir alan, gelir dağılımını bozan iş insanı görünümlü siyonist cuntalar kaybedeceklerdir. Çünkü bu kapital vahşet daha fazla sürdürülemez.
Tüm bu yaşananlar ışığında uzun yıllardır benzine kibrit çakacak bir deli aranıyordu sanırım aranan deli bulundu. Aslında gümrük tarifeleriyle global ekonominin kapasiteside sınanmış oluyor. Pahalı bir sınama olsa da dünyadaki 8,5 milyar insan bu adaletsiz düzenin çöküşüne şahitlik edecek gibi görünüyor.
Kısaca tarifelerle başlayan bu kriz sadece resesyonla sonuçlanmayacaktır. Yakın bir gelecekte siyasal, sosyal ve fiziki çatışmalarda dâhil olmak üzere birçok gerilimin de tetikleyicisi olacaktır.