Bu aralar siyaset yazmayayım diyorum ama adı büyük harflerle yazılan anlı şanlı! gazetecilerin yazdıklarını yada programda konuştuklarını duyunca hayrete düşüyorum. Bu mecradan kopamıyorum. Malum seçim sonrası CHP karıştı. “Umudumuz Kemal” diyenler bir anda saf değiştirip “Kemal yeter” demeye başladı. Bu süreçte öyle şeyler duyduk ki şaşırmaktan ağzımız kulaklarımıza kadar çekildi. Güya Kemal Kılıçdaroğlu, Tayyip Erdoğan’ın kazanması için özel olarak yetiştirilmiş ve seçimlere girmesi için özel talimat almış. Hatta AK Parti’nin iktidarda kalabilmesi için özel seçim stratejisi bile planlanmış. Bu planı da Kılıçdaroğlu ilmek ilmek dokumuş. Hadi bunu bu iddiayı delinin biri kuyuya attı. Sosyal medya da top sakallı, her fırsatta üzerinde Atatürk imzası bulunan rakı bardağını profil resmi yapan koca koca abilerde inanıp ciddi ciddi yorum yapıyorlar. İnanın bu duruma gülelim mi, ağlayalım mı bilemedim. Kendini toplumun üzerinde hem akıl, hem statü olarak üstünde gören abilerin ne kadar akıllı olduklarını da bu anlamda ölçmüş oluyoruz. Tabi bu olayın komik tarafı bir de ciddi tarafı var ki bugünlerde konuşuluyor olması da parti içinde üst yöneticilerin yeni uyandığını gösteriyor. CHP, Atatürk partisi olmaktan çıkartılıp bir mezhep partisine dönüşme sürecini hep birlikte izledik. Bu kesimin yeni bir parti kurması halinde %1 bile oy alamayacağı aşikar. Ancak seçmeni hazır bir partiyi alıp dönüştürmek çok daha akıllıca olurdu ki öyle de oldu. CHP kendi kökenini, misyonunu, davasını, ilkelerini, ideallerini kaybetti. Bu kaybediş Tayyip Erdoğan kazansın diye değil partinin DNA’ları ile oynanarak evrilmesine neden oldu. Burada bir proje varsa CHP kimliğinin nasıl ve kimler tarafından çalındığına bakılması gerekiyor.  Bunun farkına varan CHP’nin eski ağır topları şimdilerde partiyi yeniden almak için uğraşıyorlar. Partiyi terör örgütleriyle yan yana getiren, hiçbir milli meselenin yanında durmayan,  delegeleri tamamen mezhep taraftarlarından seçen tek adama karşı bakalım ne kadar başarılı olacaklar.  Eyvallah…