Kiralar aldı başını gitti!
Ben ekonomist değilim. Rakamlarından, analizlerden, verilerden anlamam. Şayet asgari ücretli bir çalışan evini geçindirebiliyorsa ekonomi yerindedir derim. Bugün bir çalışanın en büyük gider kalemini kira oluşturuyor. 15 Bin TL’ye kiraya oturan bir kişi enflasyon oranlarına göre yapılacak zamla neredeyse asgari ücrete yakın ev kirası ödemek zorunda kalacak. Diğer yandan 12 Bin TL’den kiracısını çıkaran ev sahibi nasıl bir vicdanla, nasıl bir izanla yeni kiracılardan 30 Bin TL istiyor? Peki enflasyon nasıl düşecek? Alım gücü nasıl yükselecek? Devlet en yüksek zam oranını %25 olarak belirlemiş özellikle enflasyonun yükseliş sürecinde kiracılar rahat bir nefes almıştı. Lakin enflasyona endekslenmesinin ardından artışlar durdurulamaz hale geldi. Şuan kimse ev alalım hayali bile kuramıyor. Bir evde karı koca çalışmak zorunda. Aksi halde neredeyse geçim sağlamak imkansız. Peki bu durumu hepimiz konuşurken neden bir adım atılmıyor. Evet tarihin en büyük felaketinin yaşandığı bölgede çalışmalar devam ediyor. Devletin tüm imkanları bölgede seferber edilmiş durumda. Tabi ki olması gerekende bu. Burada beklenti TOKİ tarafından yapılacak evlerden ziyade ilk etapta bu kira artışlarını durdurmak olmalı. Nasıl ki %25 oranı belirlenmişse bu oran yeniden uygulanabilir. Türkiye’de maalesef kira belirleme modelini hiçbir zaman gerçekleştiremedik. Avrupa’da kimse kafasına göre kira isteyemiyor. Her evin metrekaresine, bölgesine göre bu kiralar belirlenmiş. Peki biz bunu neden başaramıyoruz. Bu sosyal bir sorun hale geliyor. Bu yüksek kiralar nedeniyle evlenme oranları düşüyor. Herkes devlet işine girme telaşında. Özel sektör çalışacak eleman bulamama sorunu yaşıyor. Bakan Mehmet Şimşek’in ifadesine göre hedef 2027 yılında enflasyon rakamının tek haneli rakamlara düşmesi. Lakin bu kira artışlarıyla bu pek mümkün görünmüyor. Bu yaraya bir merhem bulunmalı. Hem de çok acil. Eyvallah…