KRİZ KAPIYA DAYANDI
Geleceğimiz tehlike altında ama hala bunun farkında değiliz. Su faturalarına kızıyoruz, su bedelinin yüksek olduğundan yakınıyoruz. Peki bir gün o faturalarda 0 “sıfır” yazacağı gün geldiğinde ne yapacağız? Öyle ya sonuçta bu kaynaklar sınırsız değil. Kuraklığı dibine kadar yaşıyoruz. Barajlar dipte, yer altı suları iyice çekildi, yağışlar azaldı. Çok acil ve radikal kararlar alınmalı. Tabi su tüketiminde en büyük pay tarıma ait. Hububat ambarı Konya’nın yeniden hububata dönmesi gerek. Ancak, lakin, ama vs. bunları geçtik artık. Çiftçiler bugünü kurtarabilir ancak yarını ne olacak belli değil. Üretime katkısı olmayan hobi bahçelerinde yapılan sulamalar yasaklanmalı, belirli tüketimin üstüne çıkanlar iki kat ücret ödemeli. Evet bu tekliflere tepki gösterebilirsiniz ancak gerçekten durum ciddi. Bu durum para ile ölçülemez. “Parasıyla değil mi istediğim kadar kullanırım” aklı akıl değil. Kimsenin su kaynaklarını pervasızca kullanma hakkı yok. Bugün çeşmelerimizde akan sulara hasret kalabiliriz. Kurumlar, siyasetçiler yada belediye başkanları vatandaşları korkutmamak için bu ciddi sorunu dile getir(e)miyor olabilir. Lakin kriz kapıya dayandı ve kapımıza balyozla vuruyor. Bugün tasarruf çağrılarına kulak asmazsak yarın tanker arkasında çok sıra bekleriz ona göre.
Trafikte küfredenler, el kol sallayanlar, araç önüne direksiyon kıranlar, aşağıya inip saldıranlar ve dahası… Hemen hemen her gün haber bültenlerine düşen görüntüler dehşet verici. Kimi silahını çekiyor, kimi baltayla saldırıyor. Trafikte araç sayısı arttıkça olaylarda artıyor. Herkes kurallara uysa aslında hiçbir sorun olmayacak. Ancak kuralsızlığı kaba kuvvetle bastırmaya çalışanların bizi bu hale getirdiğini düşünüyorum. Bu davranışlar içinde bulunanlara karşı sadece para cezasıyla yetmiyor. Tekrarı halinde ehliyeti iptal edilerek yeniden kursa gönderilmeli ve psikologlardan “araç kullanabilir” raporu istenmeli. Aksi halde bu sorunda daha da büyüyecek. Eyvallah…