Bugün tarihi bir gün. 40 yılı aşkındır mücadele ettiğimiz terör örgütü kendisini feshettiğini açıkladı. Devlet Bahçeli’nin çağrısıyla başlayan süreç Pkk’nın silah bıraktığını açıklamasıyla sonuçlandı. Yıllarca bölgede çatışma sesleri eksik olmadı. Masum sivillerimizi, öğretmenlerimizi, doktorlarımızı, askerlerimizi, polislerimizi şehit verdik bu mücadelede. Bölgeden binlerde genç, kimi kandırıldı, kimi tehdit edilerek dağa çıkarıldı. Terörle mücadeleye direk yada dolaylı 4 Trilyon lira harcandığı ifade ediliyor. Bu para ile Türkiye’nin nasıl bir durumda olacağını siz düşünün. Bu sürece kolay gelinmedi. Terör örgütüyle mücadelede barış süreci gerçekleşti, bölgeye çok ciddi yatırımlar götürüldü, kamu hizmetlerinin kalitesi artırıldı, Üniversiteler kazandırıldı, Ana dilde seçmeli ders hakkı,  TRT Kürdi’nin açılması gibi açılımlar gerçekleşti.  Bölge halkının devletle barışması sağladı. Fetö ve derin devlet adı altında başına buyruk örgütlenmiş oluşumların izleri silindi, yaraları sarıldı. Şehirlerden temizlenmiş örgüte karşı mücadele de hiç kesintiye uğramadı.  Savunma sanayimizde ki gelişmeler, hava hakimiyetinin kurulması, kalekolların kurulması, operasyonların uzman personeller tarafından yapılması, teknik gücümüzün artırılması bu mücadelenin son 10 yılında terör örgütünü zaten bitirme noktasına getirmişti. Terör örgütü sınır içinde herhangi bir hareket alanı bulamadı ancak Irak ve Suriye sınırlarımızda ki mevcudiyeti bir tehdit unsuru olarak duruyordu. O bakımdan terörün tamamen ülkenin gündeminden çıkmasını için beklememiz gerekiyor. Sadece fesih kararının açıklanmasıyla bitmeyecek elbet. Örgütün elinde bulunan silahlar ne olacak? Terör mensupları nereye gidecek? Pkk’nın Suriye kolu kendini feshedecek mi? Bu sorular netleştikçe süreçte netleşmiş olacak. Bu sürecin mimarları olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan ve MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin kararlılığı asla görmezden gelinemez. Siyasi ikbali değil, ülkenin ikbalini düşünen bu liderler her zaman olduğu gibi yine taşın altına gövdelerini koydular. Ülkemiz için hayırlı olsun. Bu coğrafyada yaşayan herkesin geçmişteki oyunlara gelmeden, safları sık tutarak, gönül bağımızı güçlendirerek, geçmişin acılarını unutarak kardeşliğimizin ebedi mührünü vurmanın zamanıdır. Şimdi Türkiye yüzyılı için hepimizin ayağa kalma zamanıdır. Eyvallah…